Yalova

Yalova


Yalova, bugünkü idari bölünüşe göre merkez ilçeyle birlikte 6 ilçeden oluşmaktadır. İlçeler; Yalova Merkez, Altınova, Armutlu, Çınarcık, Çiftlikköy ve Termal'dir. Yalova'nın 6 ilçe belediyesi ile birlikte, toplam 15 belediyesi bulunmaktadır; merkez ilçede 1 (Kadıköy), Altınova'da 3 (Kaytazdere,Subaşı ve Tavşanlı), Çınarcık'ta 4 (Koruköy, Esenköy, Kocadere ve Teşvikiye) ve Çiftlikköy'de 1 (Taşköprü) belediyesi ve toplam 43 köyü vardır ve Osmanlı Devleti bu topraklar üzerinde kurulmuştur.

Yalova, 6 Haziran 1995 tarihinde il olmuştur.

 Şehrin nüfusu 2010 yılına göre 98.347'dir.1973'te 21.000 olan nüfusu 1990'da 65.823'e, 2000'de 70.118'e, 2007'de 87.372'ye çıkmıştır.

Armutlu Yarımadası'nın kuzey kıyısı ile Samanlı Dağları'nın kuzey eteklerine kurulmuş olan Yalova, Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara bölgesinin güneydoğu kesiminde yer almaktadır. İlin kuzeyinde ve batısında Marmara denizi, doğusunda Kocaeli, güneyinde Bursa (Orhangazi-Gemlik ve İznik ilçeleri) ve Gemlik körfezi yer almaktadır. Yalova ilinin kuzeyinden güneybatısına kadar olan sınırları Marmara Denizi ile çevrilmiştir.

Kıyılar, girintili çıkıntılı bir özellik göstermez. Yalova'nın 39-40º kuzey enlemi, 29-61º doğu boylamları arasında denizden yüksekliği 2 metre, en yüksek noktası 926 metredir. 839 kilometrekarelik alanı ile ülke yüzölçümünün % 0.11'lik bölümünü kapsamaktadır.

Yalova, yüzölçümü itibariyle Türkiye'nin en küçük ilidir ve 105 km ile denize en uzun kıyısı olan turistik illerinden de birisidir.

Yalova, verimli ve bereketli ovalara sahiptir. Çınarcık, Gökçedere, Kirazlı, Kılıçköy ve Taşköprü ile deniz arasında birbirinden alçak tepeciklerle ayrılan büyüklü küçüklü ovalar oluşmuştur. Bu ovalar, akarsular boyunca uzanmakta olup çevrelerinde meyvecilik ve sebzecilik yapılmaktadır.

Yalova'nın toplam yüzölçümünün (847,000 ha) %82'si, tarım arazisi (221,730 ha), orman alanı (468,090 ha) ve çayır-mera arazisinden (7,944 ha) oluşmaktadır.

İlin bitki örtüsünü makiler ve ormanlar oluşturmaktadır. Samanlı Dağları'nın kuzey ve güneyinde vadi içlerinde bulunan makiler, bu kütlenin etekleri boyunca kesintili şeritler ve parçalar halinde bulunurlar.
Yalova'nın güneyindeki dik yamaçlar gür bir orman örtüsü ile tamamen kaplıdır. Ormanlık alanlarda genellikle kayın, meşe, gürgen, kızılcık, kestane ve ıhlamur ağaçları görülür. Yalova'daki ormanlardan çevrenin odun ve kereste ihtiyacı karşılanmaktadır.

Yalova il sınırları ekolojik çeşitliliği kadar etnik ve kültürel çeşitliliğiyle de zenginlik göstermektedir. Anadolu'nun her yanından aldığı göçlerle hem inançsal hem de dilsel çeşitliliği artmıştır. İl genelinde Türkçe'den başka Pomakça, Avarca, Çerkesçe, Lazca, Gürcüce, Dargice, Kürtçe, Boşnakça, Tatarca/Karaçayca konuşan etnik grupların yerleşimleri bulunmaktadır. Ayrıca İzel, Şebnem Ferah, İbrahim Kutluay, Mehmet Okur gibi ünlü isimler Yalova doğumludur.

Yalova Adının Kaynağı

Yerleşmenin Antik Çağ’daki adı tam olarak bilinmemekle birlikte Pylai (Bugünkü Hersek Köyü ) ve Termal kaplıcalarının o zamanki adı olan Pythia adları birleştirilerek havalinin ortak adı PYLOPYTHİA adını kullandığı sanılmaktadır. Daha sonraki kaynaklarda XENODOCHION adına rastlanmaktadır. 15. ve 16.yy. tarihçileri ise bu yöre için Yalakova adını kullanmışlardır. Bölgeye Yalakabad da denmiştir. 16.yy. tarihçilerinden bazıları, Yalakova adının İzmit ve Yalova’ya egemen olan ve İstanbul tekfuru ile ilişkisi bulunan Yalakonya adında bir kadının adıyla bağlantılı olduğu görüşündedirler. Evliya Çelebi Kara Yalvaçoğlu tarafından fethedilen havalinin Kara Yalovaç olarak adlandırıldığını yazmıştır. Yalıova olan bu adın zamanla ( -ı) harfinin düştüğü ve Yalova olarak söylendiği bilinmektedir. Atatürk’ün davranışı da , bu iddiayı doğrular görünümdedir. Atatürk , Türk Tarihi ile ilgili olarak Yalova’yaptığı bir çalışmanın altını imzalarken , 16 / 17 .8.1931 tarihini yazmış ve altına : ( YALİ OVA / YALOVA ) DİYE NOT DÜŞMÜŞTÜR.


Genel Tarihi :
Antik Çağ’da adı XENODOCHION olan yerleşme hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Yalova’nın tek başına tarihini ortaya çıkarmak mümkün olmamıştır. Prehistorik çağda bu bölgede Anadolu kavimleri yaşamıştır. Buluntulardan edinilen varsayımlara göre Yalova Prehistorik çağda bir geçit yeridir. Bu bölgede M.Ö.1200 yılında Frigler, M.Ö. 700 yıllarında Bithynler egemen olmuştur. Bizanslılardan sonra bir süre Selçukluların yönetimine giren kasaba, Haçlı Seferleri Sırasında yakılıp yıkıldı. Osman Bey’in komutanlarından Yalvaçoğlunca ele geçirilen yöre Yalakabad adını aldı. 1867′de Hüdavendigar ( Bursa ) Vilayet Merkez Sancağı’na bağlı bir kaza iken, 1901′de bağımsız İzmit Sancağı’na bağlandı. Atatürk’ün isteği üzerine 1930′da İstanbul İlçeleri arasına katılan Yalova, 6 Haziran 1995′de İl merkezi olmuştur. Merkez İlçeye bağlı 12 köy bulunmaktadır. Altınova İlçesi: Kocaeli İli Karamürsel İlçesi’nin bir bucak merkezi olan Altınova 1987′de belediye teşkilatı olmuş, Haziran l995′de ise İlçe Merkezi olarak Yalova İli’ne bağlanmıştır. İlçeye bağlı 16 köy bulunmaktadır. Altınova’da bulunan Helenopolis ( H) Konstantin tarafından kurulan önemli bir yerleşme merkezidir. Konstantin, annesi Helena’nın adına buraya Helenopolis adını vermiştir. Justiniaus devrinde Roma İmparatorluğu’nun merkezi İstanbul’a taşındıktan sonra Helenopolis İstanbul- İznik yolu üzerinde bulunduğu için çok önem kazanmıştır.

Akarsular
Yalova’daki en önemli akarsular, kaynağını Samanlı Dağları’ndan alır. Gemlik ilçesi sınırları içinde, uzunluğu 40 km, debisi 3943 km/sn ve yıllık su hacmi 120.000.000 metreküp olan Selimandra deresi doğmaktadır. Dereağzı denilen yerden Samanlı deresi adını alarak denize dökülür. En geniş ve en uzun akarsudur. Bol su taşır. Nacaklı deresi bölümünde ormanlar arasında Sudüşen mevkiinde 30 metrekarelik bir şelale bulunur. Altınova ilçesinde, Hersek deltasının oluşmasını sağlayan Yalakdere bulunmaktadır. Diğer önemli akarsular; Kocadere deresi, Karpuz dere, Samanlı deresi, Safran deresi, Balaban deresi, Elmalık deresi, Sultaniye deresi ve Kılıç deresidir.

Denizler
Yalova ilinin kuzeyinden güneybatısına kadar olan sınırları Marmara Denizi ile çevrilmiştir. Kıyılar girintili-çıkıntılı bir özellik göstermez. Sahil şeridi dar olmakla birlikte, doğal plaj özellikleri göstermektedir. Yalova ili kıyıları kumsal, sadece Çınarcık ve Esenköy sahilleri çakıltaşlıdır.

Göller
Yalova’nın tek doğal gölü Kocadere beldesinin güneyindeki Delmece Yaylası civarında bulunan ve Dipsiz Göl adıyla bilinen krater gölüdür. Bunun dışında Termal ilçesinde Gökçe Baraj Gölü bulunmaktadır.

Yaylalar
İlin en önemli yaylası, Kocadere ve Teşvikiye beldelerinin güneyinde yer alan Delmece Yaylası’dır. Bu yayla çam ormanlarıyla kaplıdır. Delmece Yaylası’na Teşvikiye’den ayrılan toprak yolla ulaşılabilir.

Süs Bitkileri Yetiştiriciliği
Yalova’daki süs bitkileri üreticiliği, ülke genelinde önem taşımaktadır. Ülkede üretilen kesme çiçeklerin % 20′den fazlasını Yalova karşılamaktadır.
Süs bitkileri yetiştiriciliği; salon ve süs bitkileri, bahçe ve çevre düzenlemesinde kullanılan ağaçlar, soğanlı ve rizomlu süs bitkileri, kesme çiçek olmak üzere dört kısımda toplanır.
Yalova’da halkın önemli bir kısmı geçimini çiçekçilikten sağlamaktadır. Akköy, Koruköy, Kadıköy, Samanlı, Hacımehmet, Laledere, Safran, Elmalık, Kazimiye, Taşköprü ve Çiftlikköy’de yaygın bir şekilde çiçekçilik yapılmaktadır.
Kesme çiçek üretimi ağırlıklı olarak başta Kadıköy merkez olmak üzere Elmalık Yolu, Elmalık Köyü, Kazimiye, Çiftlikköy, Laledere ve Hacımehmet köylerinde yapılmaktadır.
Saksı çiçek üretimi ise; Yalova merkez, Altınova ve Taşköprü’de gerçekleştirilmektedir. Yalova’da yetiştirilen süs bitkileri ülkenin her yerine pazarlandığı gibi, yurt dışına da ihracatı yapılmaktadır. Yalova’da Taşköprü Üretim Tesisleri, ihracat mezatıdır. Mayıs ayından Ekim ayına kadar kesme çiçek ihracatı yapılmaktadır.
Genellikle karanfil birinci sıradadır. Kesme çiçek üretiminde İzmir’den sonra Yalova gelmektedir. Yalova Antalya iliyle bu konuda başabaş gitmektedir. Yalova aynı zamanda Türkiye’yi yaz aylarında besleyen tek ildir. Kesme çiçek, Yalova’dan nakliye organizasyonu ile tüm il borsalarına gönderilmektedir.
Saksı çiçekciliği ve dış mekan çiçekçiliği ile Yalova bir numara olup, ilde bulunan Gardenia Çiçekçilik Kuruluşu, dış mekan ve peyzaj da ilk sırayı almaktadır.

Çiçek ve Yalova
Çiçek Yalova’nın simgesidir.
Türkiye’de çiçek üretimi ilk kez Yalova’da başlamıştır.
Türkiye’nin çiçek üzeritimin % 85′i halen Yalova’da gerçekleşmektedir.
Süs Bitkileri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulma çalışmaları devam etmektedir.
Çiçek kenti Yalova, Flower Show 2003-Yalova Süs Bitkileri Fuarı ile gündeme geldi.
2003 yılında fuarın ilki düzenlendi. Bu ilk açılışta 64 üretici stand açarak dünyaya açılış yaptı. İlk Fuar Cumhuriyet alanında düzenlendi. 2004 yılında ise Fatih Caddesi üzerinde bulunan arbaratum üzerinde daha geniş olarak yapıldı. Fuarın şehre uzak olması nedeni ile ziyaretçi sayısı 20 binde kaldı. 2005 yılında ise fuar alanı olarak yine Cumhuriyet alanı tespit edildi. Şehir merkezinde oluşu ziyaretçi sayısını arttırarak gezenlerin sayısı 35 bini buldu. 2005 yılında yapılan fuarın tüm organizasyonu Yalova Ticaret ve Sanayi odası düzenledi. Önümüzdeki sene yurt dışından katılacak olan firmaların sayısının artacağı tahmin ediliyor. Bu yıl altı ülkeden çiçek üreticisi fuara katıldı.
2005 yılı fuarının açılışını yine Ticaret ve Sanayi Bakanı li Çoşkun yaptı.Çoşkun,” Yalova İlinin
Marmara bölgesinde çiçekçilikte uzmanlaştığını söyleyerek bu yıl içinde Altınova ilçes inde Çiçekçilik Organize Saniyi Bölgesinin temellerinin atılacağını belirtti.
Üç seneden beri yapılmakta olan Fuar açılışında Yalova dışında iyi tanıtımın iyi yapılmadığı görüldü.Fuara katılan üreticileri fuar açılışından önce büyük şehirlerdeki bilboardlara afişler asılarak daha iyi tanıtım yapılmasını istediler.

Turizm
Yalova, her mevsim turizm olaylarının yaşanabildiği, Termal turizmi, kıyı turizmi, av turizmi, spor amaçlı doğa turizmi (Trekking, Hikking, Biking, zıpkınla dalma, kıyı turizmi), kamp-karavan turizmi, günübirlik turizm, sosyal turizm (gençlik turizmi, üçüncü yaş turizmi, av turizmi, kara avcılığı, deniz avcılığı) imkanlarına sahiptir. Özellikle dünyaca ünlü Termal ve Armutlu kaplıcaları Türkiye’nin birinci derecede öncelikli kaplıcaları olmaları sebebiyle Yalova için çok önemli turizm kaynaklarını oluştururlar.

Arıcılık
Yalova’nın iklim ve bitki zenginliği yönünden arıcılık için uygunluğu, gelecek nesillerde de sürdürülebilir en önemli avantajlarından birisidir.
Ihlamur, kestane, böğürtlen, kekik, akasya, karabaş otu Yalova’nın bitki örtüsünün zenginliğini ortaya koymaktadır.
Bu zenginlik, arı ürünleri içerisinde doğal vitamin ve protein kaynağı polenin değerini de arttırmaktadır.
İçeriğinde; B1, B2, B3, B4, B5, B6, C ve E vitaminleri ve organik asitler gibi önemli bileşenleri ihtiva eden polen, canlılar için büyük faydalar sağlamaktadır.
1kg polendeki vitamin ve protein 200 kg bala eşittir. 1 insana günde proteinin yapıtaşı olan 18 aminoasit gerekli iken polende tam 21 aminoasit bulunmaktadır. Hiçbir gıda maddesinde böyle bir mucize yoktur. Polen için günlük alınabilir 20 gr’lık doz, sağlıklı olmamızın doktorsuz reçetesidir. Arı ürünleri tedavi amacıyla dünyanın birçok ülkesinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu bilim dalına da Apiterapi denmektedir. Yalova Birlik Balı’nın TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi tarafından yapılan analizleri sonucunda, glukoz, ticari şeker ve diğer yabancı madde kalıntılarını içermediği Türk Gıda Kodeksine uygunluğu tesbit edilmiştir. Ballar antioksidan özellikleri bakımından büyük öneme sahiptir.
Yalova’da üretimin büyük bir çoğunluğunu kestane ve ıhlamur balı oluşturmaktadır. Üniversitelerimiz tarafından yapılan çalışmalar doğrultusunda; antioksidan özellik bakımından ballar içerisinde en üst sıralarda kestane balının yer aldığı ispatlanmıştır. Yalova’da kestane ve ıhlamur ağaçlarının yoğun olduğu yöreler ise Termal,Teşvikiye, Gacık ve Samanlı Dağları’dır. Yalova Birlik Balı patentlidir ve ülser, üst solunum yolu, astım, bronşit, verem rahatsızlıklarına çok iyi gelmektedir.
Yalova arıcıları, Yalova Arı Yetiştiricileri Birliği’ni, Ekim 2003 tarihinde kurmuştur. Birlik, 2005 yılı itibariyle 120′yi aşkın üye ile faaliyet göstermektedir. Birliğin amaçlarından birisi de arıcıların ürettiği doğal arı ürünlerinin tüketiciye daha sağlıklı ve kaliteli ulaşmasını sağlamaktadır. 19.yy’da Osmanlı saraylarının bal ihtiyacı sadece Yalova’dan temin edilirmiş. Zaman içerisinde Yalova Balının değerini tesbit eden dünya, Yalova’da üretilen arı ürünlerine daha çok yönelecektir.

Yürüyen Köşk

İşte “Ağacın dalını kesmeyin, köşkü kaydırın.” cümlesinin kurulduğu efsanevi yer. Evet, kulağa ilk başta bir efsane gibi gelse de, Atatürk tarafından bu emrin verildiği gerçektir ve hayata da geçirilmiştir. Bir ağacın dallarını kesmekle meşgul olan bahçıvanı gören Mustafa Kemal, bahçıvana neden böyle yaptığını sorar. Sebebinin ağacın dallarının köşkün duvarına dayandığını öğrenen lider, ağaca ve yeşile olan saygısının bir nişanesi olarak meşhur “Köşkü kaydırın.” emrini verir. Dönemin şartlarına göre oldukça ütopik bir istekmiş gibi görünmesine rağmen, bu emir uygulanır ve köşkün altına yerleştirilen raylar ile yaklaşık 5 metre kaydırılır

Kara Kilise

Çiftlikköy ilçesinde yer alan Kara Kilise, Doğu Roma zamanlarından kalma bir yapı olması sebebiyle Yalova’nın tarihine ışık tutan en önemli yapılardan biri. Aslında yapımı Bizans Dönemi’ne kadar uzansa da, ilk kayıtlar Roma Dönemi’ne rastlamakta.
İlk yapıldığında Roma'ya ait bir su yapısı olan, Bizans döneminde ise kiliseye çevrilen Kara Kilise, Yalova'nın Çiftlikköy ilçesinde bulunmaktadır.

Sahil Mahallesi'nde yer alan yapı, il merkezine 3 kilometrelik bir mesafededir. Diğer kiliselerden farklı yönlere doğru uzanır. Yönü kuzey-güney eksenindedir.

Dipsiz Göl

Yalova’nın tek doğal gölü Kocadere beldesinin güneyindeki Delmece Yaylası civarında bulunan ve Dipsiz Göl adıyla bilinen krater gölüdür.

Sudüşen Şelalesi

 

Yalova ilinin termal ilçesi Üvezpınar köyü sınırları içinde bulunan Su düşen şelalesi seyredenleri kendine hayran bırakıyor. Yalova ilinden tamamen asfalt bir yoldan geçilerek şelaleye varılıyor. Sudüşen şelalesine, Samanlı Dağları’nın eteğinde ki Haydariye köyü ile Üvezpınar arasında ki vadiyi süsleyen dere yatağından ulaşılıyor. Nacaklı deresi üzerinde bulunan Sudüşen şelalesinden başka bölgede irili ufaklı bir çok şelale yer alıyor.

Erikli Yaylası

Yalovanın, çınarcık ilçesinin Teşvikiye KÖyü çevresinde bulunan erikli yaylası haftasonu yeşil bir gün geçirmek isteyenlere uygun bir tercihtir. Yayla denizden yaklaşık 600 metre yüksekliktedir. Bölgede gezerken Meşe, Kestane, Karaağaç, Ihlamur, GÖknar, Gürgen, elma ağaçlarını görebilirsiniz.

Erikli Şelalelerini mutlaka görmelisiniz. Yükselen iki basamak halinde olan şelalelerden ilk gördüğünüz küçük olandır. Daha ileri devam edildiğinde asıl büyük olan yaklaşık 10 m. den dökülen şelaleye ulaşabilirsiniz. Yaz aylarında yaylada kalan hayvancılıkla uğraşan insanlar vardır. Bu yüzden Yürüyüş yolunda karşınıza bir inek çıkarsa şaşırmayın. Şelalelerin altındaki gölette yüzebilirsiniz. Suyun soğuk olmasından dolayı ancak, yazın en sıcak zamanlarında yüzebileceğinizi hatırlatalım. Yürüyüş yollarında sürekli derelerden geçeceğiniz için ayaklarınız ıslanabilir. Bu yüzden yedek ayakkabı çorap vb eşyalar almanızda fayda var.
İsmi yayla olmakla beraber aslında denizden çok yüksek olmayan bir düzlük diyebiliriz. 

Delmece Yaylası

Delmece Yaylası Çınarcık İlçesi’ne bağlı Teşvikiye Beldesinden çıkılan ve sahilden 17 km içeride, tamamı asfalt yol olan ve çok geniş düzlük bir alanı kaplayan, eşsiz doğal güzelliklere sahiptir.
Bu büyük alanda çam, meşe, kestane ve ıhlamur ağaçlarından oluşan çeşitli ağaç türlerinin, yakın çevresinde şelalelerin ve “dipsiz göl” olarak bilinen derin bir krater gölünün bulunduğu doğa harikası’nın yanı sıra “şifalı su” diye bilinen birde içme su kaynağı vardır.
Ayrıca Teşvikiye beldesi’nde bulunan Delmece Yaylası doğal yürüyüş parkurları ile farklı doğal güzellikleri yaşayarak ulaşabileceğiniz seçenekler sunması bakımından çok ilgi çekicidir. Delmece Yaylası alanı 400 dönüm olup, üzerinde 60 hane ahşap ve 20 hane kargır bina bulunmaktadır.